Zam Değil, Geri Sayım: Memurun Alım Gücü Eriyor!

Basın Açıklamasında Mustafa Kuzugüden; Bugün burada, hepimizin yakından hissettiği, her sofrada, her pazarda, her fatura zarfında karşılaştığı ekonomik gerçekleri konuşmak üzere toplandık. Türkiye İstatistik Kurumu, yani TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre, Nisan ayında enflasyon aylık bazda yüzde 3, yıllık bazda ise yüzde 37,86 olarak gerçekleşti. Ancak, hepimiz biliyoruz ki bu rakamlar bizim yaşadığımız gerçekliği tam olarak yansıtmıyor. Bağımsız araştırmacıların oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu’nun, yani ENAG’ın verilerine baktığımızda ise tablo çok daha farklı. ENAG, Nisan ayı enflasyonunu aylık yüzde 4,46; yıllık ise tam yüzde 73,88 olarak hesapladı. Bu fark, sadece bir istatistik farkı değil; bu fark, bizim cebimizdeki yangının resmi! TÜRK-İŞ’in açıkladığı verilere göre, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması, yani açlık sınırı 24.035 TL. Gıda ile birlikte barınma, ulaşım, eğitim, sağlık gibi tüm temel ihtiyaçlar için hanelere girmesi gereken toplam gelir ise, yani yoksulluk sınırı tam 78.292 TL!. Rakamlara göre memurlar yoksul, asgari ücretli ve emekliler ise aç. Basın Açıklamasına Devam Eden Mustafa Kuzugüden; Memur maaşlarının belirlendiği aralık ayında %1.03 olarak açıklanan enflasyon, ocak ayında %5.30, şubat ayında, %2.27, mart ayında %2.46 olarak açıklanmış, ocak ayında yapılan artış şubat ayında yok olmuş, enflasyona göre zam alan işçi, memur, emekli mart ve nisan ayında alacaklı duruma gelmiştir. TÜİK’in yıllık enflasyonu %37.86, ENAG’ın yıllık enflasyonu ise yaklaşık olarak iki katı yani %73.88 olmuştur. Öngörülen, enflasyon oranlarına göre imzalanan toplu sözleşmeler ve inandırıcılığını yitirmiş olan TÜİK’in enflasyon rakamlarına göre verilen zamlarla işçinin, memurun, asgari ücretlinin cebinden para çalınmaya devam edilmektedir. Sabit ücretliler dediğimiz işçi, memur, emekliye acilen ek artışlar yapılmalı, ücret artışları, gerçek enflasyon oranlarında her ay yapılmalıdır. Açıklamanın Sonunda Mustafa Kuzugüden; Memurların vergi dilimleri %10 olarak sabitlenmelidir. Enflasyonun artışının sebebi sadece ekonomik sebepler değildir. Bazı siyasi gelişmelerle piyasalarda oluşan güvensizlikte enflasyonu tetikleyen en önemli sebeplerdir. Reel enflasyon, yani düşük gelirli vatandaşların yaşadığı enflasyon rakamları, TÜİK verilerine dayanan hesaplamalara göre kat be kat yüksektir. Bu nedenle gelir vergisi dilimleri kamu çalışanları için %10 seviyesinde sabitlenmeli veya bu adaletsizliği telafi edecek şekilde “refah payı” uygulaması hayata geçirilmelidir.